Bir Gencin Itirafları VII
Madam Eleni
Çünkü etrafında güzel insan görmek her zaman mutlu ediyor insanı,
sebepsizce.
Dünya hiçbir zaman masum
bir yer değildi. Olmayacak da. Ama eskiden yaşamak daha ‘katlanılabilir’ hatta
‘sevilebilir’ bir şeymiş. Özellikle de insanlık.
Düşünün ki benim gibi
daha yirmilerinde olan nice genç insan bile “Nerede o eski insanlar?” diyecek
kadar bıkmış durumda yeni dünyadan veya var olmayan ‘insanlık’tan. Neredeyse
her kelimenin anlamının değiştiği bir dünyada yaşıyoruz. Mesela kibarlık,
sosyal medyada “O benim gönderilerimi beğeniyor, dur ben de onunkini beğeneyim
ayıp olmasın.” anlamına gelirken, adamlık artık sadece ‘maço bir erkek olmak’
anlamında. Nezaket “kesin sonra bana işi düşecek” şeklinde algılanırken, iyi niyetli
olmak ‘saf olmak’ zannedilir olmuş. Üzülüyorum. Ama en çok kendime.
Yaşıtlarıma. O güzel insanları göremediğimiz için. O güzel anıların,
insanlıkların artık birer hikaye gibi anlatılışına üzülüyorum.
Okulum Bomonti’de yer
alıyor. Malumunuz Feriköy, Kurtuluş ve Bomonti çevresi de hala pek çok Rumla
dolu. Bazen kendilerine sokakta yürürken rastlıyorum, bazen otobüste ya da
mağazada. Kibarlıkları, asaletleri öyle bir okunuyor ki üstlerinden anlatamam.
Sadece onlar da değil, oranın yerlisi olan bazı Türk anneanne ve dedeler de
var. Onları görünce bile mutlu oluyorum. Çünkü etrafında güzel insan görmek her
zaman mutlu ediyor insanı, sebepsizce. Hem de öyle süslü püslü, hayattan
kopmamış haldeler ki anlatamam! Elinde çantası, topuklu ayakkabısı, yüzündeki makyajıyla
biz gençlere taş çıkaran bir edayla yürüyorlar hala. Ne güzel, diyorum kendi
kendime. Umarım yaşlanınca ben de onlar gibi olurum.
Geçenlerde okuldan çıkmış
Osmanbey metrosuna yürüyordum, bir kadın telefonla konuşarak geçti yanımdan.
Tam o sırada şöyle dedi “Madam Eleni, ben pastaneye simit almaya gidiyorum.
Sana da alayım mı ister misin diye bir sorayım dedim.”. Gülümsedim bir an
istemsiz. Dönüp kadına “Ne kibar, ne düşüncelisiniz, sizin gibi insanların hala
var olduğunu bilmek bize yaşam enerjisi veriyor, teşekkür ederim.” demek
istedim. Madam Eleni, arkadaşı belli ki. Komşusu veya. Ama günümüzde artık
komşuluğun bile kalmadığını düşündükçe bu yaptığı bana çok ince bir hareket
olarak geldi. Keşke, dedim içimden, keşke sizinle aynı yaşlarda olabilseydim..
Ve bana bu yazıyı
yazdıran adını bilmediğim o tatlı teyzeye, hiç tanışamayacağım Madam Eleni’ye
sevgilerimi, saygılarımı iletiyorum buradan. İyi ki varsınız, iyi ki bize hala
‘güzel’ insanların var olduğunu kanıtlıyorsunuz. Sizi tanıdığıma çok memnun
oldum.
Yorumlar
Yorum Gönder