Bir Gencin Itirafları I



     Masumiyetimizi ne zaman yitirdik? Ne zaman her şey bizim için ‘kaydetmekten’ ve ‘sosyal medyada paylaşmaktan’ ibaret oldu? Bu fotoğraf konserdeki bir ana ait. 
Ve o ana kadar ‘masum bir an’dı.


     Geçen hafta Bomonti’de düzenlenen Bomonti Sokak Festivali’ne gittim. Saat 19.00’da sahne alan Kolektif İstanbul, gelenlere bol eğlenceli ve danslı zamanlar geçirtti. Balkan müziğini sevenlerin keyfine diyecek yoktu.

     Bir ara sahnenin önünde, sağ tarafta kendi halinde dans eden bir kadın çarptı gözüme. O kadar içten, o kadar mutlu dans ediyordu ki, kaç dakika yerimde durup kadını izledim bilmiyorum. Sanırım hala ülkemizde insanların bir şeyleri ‘tek başına’ yapmalarına alışamadım. Derken bu güzelim çingene kızı geldi yanına. Birlikte dans etmeye başladılar. Kadına bir kere daha hayran kaldım. Bugün sokakta görsek kafamızı çevireceğimiz, yürürken yanımıza gelse hızlanacağımız bir çocukla dans eden bir kadın!  Böyle bakınca ne kadar da kötüyüz değil mi?! Ama hayat şartları, yaşamaya çalıştığımız şehir, duyduğumuz haberler derken insanlıktan çıkıyoruz haliyle. Dolayısıyla böyle sevimli anlara şahit olmak özellikle bana yaşadığımızı ve hala insanlığımızı koruyabildiğimizi gösteriyor; mutlu ediyor.

     Konserin devamında kadınla kızcağız kendi hallerinde dans edip durdular. Kâh kadın kıza sarıldı, kâh kız aynı hareketlerle dans etmek için kadının gözünün içine baktı. Derken konserin sonlarına doğru grubun kurucusu ve aynı zamanda gayda ve saksofoncusu Richard Laniepce sahneden indi ve sahnenin önünde insanlarla dans etmeye başladı. Sahneye geri döndüğünde bu çingene kızını da yanına aldı. Richard, eşi ve aynı zamanda grubun vokali Aslı Doğan ile dizlerinin üstüne çöktü, kızı ortalarına aldılar ve dansına alkışlarla eşlik ettiler.

     Kız nasıl mutlu, nasıl heyecanlı! Yüzünden, otuz iki diş sırıtmasından belli heyecanı. Kim bilir onun için ne kadar gurur verici, mutlu edici bir olay, diye düşünüyordum. Nasıl bir hayat yaşadığı az çok halinden belli ve belki ilk defa, belki uzun süre sonra evine döndüğünde gördüğü herkese anlatacağı müthiş bir hikayesi var!  Ben bunları düşünüp, kızın heyecanına ortak olmaya, önümdeki insanlardan onu görmeye çalışırken, önümdeki amca şak dedi telefonunu çıkarttı. İşte o anda bu spontane gelişen olayın tüm heyecanı, tüm masumluğu gitti benim gözümde. Ve bunun sorumlusu önümdeki amcaydı. Ne yapacaktı o anı kaydedip?
     Saklamak istedi desem, hangimiz bugün çektiği bir videoyu, bilgisayarda denk geldiği süre dışında izliyor?  Sosyal medyada paylaşmak istedi desem, ne diye paylaşacak? Sevimli bir an diye mi yoksa konserin soytarısını bulmuş da kaydetme şansına erişmiş gibi mi? Her ne sebeple olursa olsun bu anın büyüsünü bozan o amcayı hiç affetmeyeceğim sanırım. Artık teknoloji çağında yaşıyorken, bir genç olarak telefonum elimden düşmüyorken; evet maalesef bu yazıyı 22 yaşındaki bir genç olarak yazıyorum. Ve halimize çok üzülüyorum.

Yorumlar

Popüler Yayınlar